Ana içeriğe atla

İbrahimi Dinlerdeki; Dinin Tekilliği, Kitapların Kutsallığı, Peygamberlerin Gerçekliği Sorunları

 İbrahimi Dinlerdeki; Dinin Tekilliği, Kitapların Kutsallığı, Peygamberlerin Gerçekliği Sorunları

Hoşgeldiniz. Öncelikle şunu belirtmek isterim ki; bu yazıda bulunan fikirler, görüşler ve düşünceler kendi bakış açımdan yazılmıştır. Bunlar benim araştırıp gördüğüm şeyler ile ortaya çıkmış kendi düşüncelerimdir.

Din Kavramının Tekilliği

Bu bölümde Hz. İbrahim’i “ata” olarak kabul eden Hristiyanlık, Yahudilik ve Müslümanlık dinleriyle oluşturulmuş “İbrahimi dinler” olarak tasnif olan dinlerin tekilliğine değineceğim.

İslam’a göre bu dinler ve bu dinlerin kitapları en başında Allah’ın yaptığı kitaplar olarak dünya’ya gelmiştir. Ancak İncil, Tevrat ve Zebur sonradan değişmiştir. Kuran- Kerim, İncil, Tevrat ve Zebur’un tebliğ ettiği dinler veyahut din kavramları bu dinlerden öncede vardı, ölüm sonrasında iyilerin bir yere kötülerin bir yere gitmesi olayı veya peygamber denilen görevleri olan insanların olması gibi olaylar ve daha birçok şey bu dinlerden önceki dinlerde de benzer şekilde yer alıyor. İslama göre bu kitaplar dışında gerçek yaratıcı (Allah) hiçbir kitap dolayısıyla din yapmamıştır. Dinlerin insanlar tarafından yapılan ya da kurgulanan şeyler olması dolayısıyla böyle İbrahimi dinlerin din kavramı açısından diğer dinlerden ayrıcalığı veya kutsallığı yoktur. (Teist) Dinleri yapmak için bir yaratıcı gerek yoktur.

Kutsal Kitapların Kutsallığı

Bu bölümde ise Kuran-ı Kerim, İncil, Tevrat ve Zebur gibi kitapların kutsallığı hakkında birkaç şeye değineceğim.

İbrahimi dinler genelde kendi doğruluklarını ispatlamak için kendi kutsal kitaplarını kaynak gösterirler; ancak bu kitaplar günümüzde bir mürekkep ve doğadan elde edilen sayfalar ile yapılan, bu kitapların ortaya çıkış zamanlarında da insanlar tarafından yazılabilen, yapılabilen ve oluşturulabilecek olan kitaplardır. O uygarlıkların olduğu dönemlerde ve sonrasında çok iyi kurgulanmış olaylar ve edebi eserler yazılmıştır. Bu kitaplar neden insanlar tarafından kurgulanamasın yapılamasın diğer kitaplardan ayıran, kutsal yapan özellikleri veya yönü yoktur.

Peygamberlerin Ve Mucizelerinin Gerçekliği

Bu bölümde de peygamberlerin yaptığı iddia edilen mucizeler ve Hz.Muhammed’in söylediği iddia edilen hadislerin güvenirliği ve gerçekliğine değineceğim.

İbrahimi dinlerdeki söz ettiğimiz peygamberler çok çok eski zamanlar, asırlar öncesinde yaşamışlar, ve varlıklarını sadece bize ulaşan doğruluğu muamma olan anlatılanlar, bilgiler ve yazılar gibi şeylerden biliyoruz. Ve varlıkları dışında yaptıkları iddia edilen mucizelerde vardır; ancak bu yaptıklarının doğruluğu, gerçekliği hiçbir somut şeye dayanmaz sadece rivayettir. İnsanlarda birbirleri hakkında olağanüstü şeyler yaptıklarını iddia edebilir. Şimdi gelelim hadislere, hadislerde neredeyse hepsi rivayetlere dayanır. Riyazü’s Salihin gibi hadislerin toplandığı kitaplarda da neredeyse bütün hadislerin öncesinde de; Hz.Ümeyre’den rivayet edildiğine göre, Hz.Aişe’den rivayet edildiği gibi tarzı notlar yazar. Yani hadislerde rivayetlere dayanır.

Son Sözler

Tabi bu anlattıklarım bu kavramların hataları değil benim yorumumdur. Bunlara inanmakta bir seçimdir, inanmamakta. Bu yazdıklarım bu kavramların yanlış olduğunu göstermez, sadece insanlarında oluşturabileceği şeyler olduğunu vurgular.
Diğer yazılarımda görüşmek üzere…

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Odaklanma sorunu nasıl çözülür?

  Odaklanma "sorunu" diyorum çünkü odaklanamamak gerçekten tam anlamıyla bir sorundur. Çünkü insan odaklanamadığı takdirde yaptığı işi yanlış yapar, hatta "yapamıyorum" duygusu ile hayal kırıklığına kadar giden bir sorundur. Odaklanmak insanın elinde olan bir şey midir? Genel olarak evet, odaklanmak veya odaklanamamak insanın elinde olan bir şeydir. Genel olarak dedim çünkü bazı durumlarda insanın elinde olmayan bir sorundur; mesela DEHB(dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu) sahibi olan kişilerde bu sorun insanın elinde değildir. Çünkü DEHB psikiyatrik bir hastalıktır, ama bu bu hastalığın çözümü de bir bakıma insanın elindedir. Genelde DEHB terapiler veya ilaçlar ile tedavi edilebilir. Başta da dediğim gibi böyle durumlar haricinde odaklanmak insanın elinde olan bir sorundur. Peki bu sorunun çözümleri nelerdir? Net bir çözümü yoktur, ama tam olarak uygulanıldığı takdirde bu sorunu çözebilecek bazı yollar vardır. Ancak dediğim gibi bu sorunun çözümü insanın e

Agnostisizm Nedir? Ne Değildir?

Agnostisizm Nedir? Ne Değildir? Genel Bakış A gnostisizm terimi köken (etimolojik) olarak Yunancada “bilinmeyen, bilememe” anlamlarına gelen “agnostos” kelimesinden türemiştir. İlk olarak 1869 yılında İngiliz Metafizik Derneği’nde Thomas Huxley tarafından yaptığı bir konuşmada Hristiyanlar tarafından “gnostisizm” olarak adlandırılan “Evrenin ve Tanrı’nın hakkında kesin bilgi sahibi olma” iddiasına karşıt olarak bu kelimeyi bulduğunu söylemiştir. Ancak Agnostisizm terimi ilk defa 1869 yılında kullanılsa da resmen yazılı olarak bir yapıtta yer alması 1878'de olmuştur. Huxley ateist ve teistleri aynı derecede görmekte ve Agnostisizm kavramını bütün mezhep ve inançlara karşıt olarak ileri sürmektedir. Kısaca Agnostisizm, genel anlamıyla Tanrı’nın var olma ya da var olmama inancını ispatlamak için gereken insanların yeterli kapasite ve akli melekelere sahip olmadığını, yani Tanrı’nın var olup olmadığının bilinemeyeceğini savunan bir felsefi temelli görüştür. Bir agnostiğe göre “Tanrı yo